Şimdi size gerçek bir fotoğrafçıdan bahsedeyim önce onunla nasıl tanıştığımı yani varlığını nasıl öğrendiğimi anlatim.Geçen haftalarda arkadaşlarla kültür oyunu denen oyunu oynuyoruz.Zar atılıyor kart çekiliyor piyonun durduğu yerdeki renge göre kartın üzerinden soru soruluyor falan fişman işte.Biz bir kişi eksiktik ordan geçen arkadaşım Ali Osmanı görünce davet ettim oda oturdu ve bize katıldı ve onunla tanışmamı sağlayan soru geldi 1996 da sergi mergi bilmemne gibisinden yapan fotoğrafçımız kimdir karşı taraf seviniyordu bilemezler diye çünkü kendileride bilmiyordu derken bizden Ali Osman "Ara GÜLER" dedi ve karşı taraf şok içinde bende bilmezdim ilk kez duymustum sanırım o ismi cevap doru nerden biliyorsun falan Ali Osmana sorular derken.Herkesin tanıdığı Taksimde mekanı olan bir fotoğrafçı olduğunu söledi.Her ne kadar bende konuyla pek ilgim olmasada adı aklımda kaldı ve aksam kimdir diye bir aratıp okuma gereği duydum şimdi nacizane benden Ara Güler tanımı.
Şu tarihte doğdu şurda okudu gibisinden tanımlar yapmıyacam tarihçi yada biyografi yazan biri değilim.Bu amcamız amca diyorum çünkü şu günlerde 84 yaşında bulunuyor Türkiyenin yetiştirmiş olduğu en büyük fotoğrafçıymış diyebiliriz.Geçenler de "bizim zamanımızda fotoşop yoktu" diyerek tepkisini dile getirmiş bir nevi benim düşündüğümü savunmuştur bu değerli insan.Düşünsenize analog makinalar deneme yanılma yöntemi yokdenecek kadar az makina sıkıntı poz sıkıntı banyo sıkıntı böle bir dönemde fotoğrafçılık yapmış bu amca ve hakkıyla yapmış.İngilterede yayınlanan Photography Annual dergisi onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısı arasında göstermiş , Bertrand Russel , Winston Churchill , Arnold Toynbee , Picasso , Salvador Dali gibi birçok ünlünün fotoğrafını çekmiş ve çektiği fotoğrafların büyük bölümü Almanya , Fransa , ABD de müzelerde sergilenmektedir.Bu adam o zamanın koşullarıyla bunları başarmışken isyanda haklıdır.Evkurdan aldığın fotoğraf makinasıyla 2 fotoğraf çekip onunla fotoşopta oynayıp kendini Facebook gibi fotoğraf adına amatör fotoğraf dolu bir sitede fotoğrafçı ilan edilen bir dünyada onun yeri ayrıdır ve bu sebeple artık fotoğraf çekmemektedir.Fotoğraf çekerken öle ahım şahım mekanlar aramamıştır bu amca Süleymaniye camisinin avlusunda oturan aileyi kırmaz ve fotoğraf çeker ve fotoğraf basılınca baba "aaa hanım bak ne güzel çekmiş amca" der ve o hep o güzel çeken amca silüetinde kalmak ister.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder