21 Ağustos 2011 Pazar

PAZARTESİ SENDROMU

Bir pazar gecesinde keyfin yerindeyken gece yatarsın yatağa ve aklına gelir yarın iş , okul vb var.Bazıları için gelişi Pazardan başlar ilkokul çocukları banyo yapar , ödev yapar anneler gömlek ütüler , pantol ütüler :) .Hele ki yazın çalışıyorsanız dahada kötüdür bu sendrom hafta sonu günübirlik tatilci moduna geçip bütün bir yaz yapamadığın tatili 2 güne sıkıştırsın bütün gün boşa gitmesin diye plajdan , denizden çıkmazsın.Akşam eve gelirsin pert vaziyette kafayı vurdumu sabah olmuş iş var ve malum son 1 hafta kendine gelemezsin sebebi neymi Pazartesi sendromu.
Aslında bazıları için tek günlük değildir bu sendrom Pazar akşamı başlar ve Perşembe akşamına kadar seyreder o günler hep yorgun olurlar "hacı gel suraya gidelim:yarın iş var olmaz" modundadırlar bu arkadaşlar.Pazar akşamı kandırırsın çıkartırsın eğlencenin en güzel yerinde "ben artık eve gidiyim" derler.Benim gibi üniversitede okurken çalısanlar için ise tam bir ortamdan alıkoymadır.Malum üniversite öğrencileri geceleri takılıp sabahları uyuyurak hayatı protesto ettikleri için bütün muhabbet gece döner ve zavalı ben 1 de yatim derim ve 2 de yatarım sabah 7 de kalkarım.Bazen daha geç yattıklarımda olur muhabbet için uykudan çalarım sonra bütün gün kahve ve yüz yıkama seansları geçiririm.Yani benim içinde bir işkence Pazartesi sendromu ama günahı ne Pazartesinin iş sendromu olsun adı başka bir gün olsun veya amayok Pazartesi dedimi iş başlar o yüzden uğursuzdur biz gençler için kısaca işin özü şöyle Polyanna gibi düşünmekte yarar var bir nebze hafifletir belki acımızı "yaşasın!!! bir sonraki pazartesiye en uzak gün içindeyim:)".

20 Ağustos 2011 Cumartesi

GÖKHAN TÜRKMEN



GÖKHAN TÜRKMEN

Bir zamanlar oda amatördü niceleri gibi Büyük İnsan dedi ve kalbimizi fethetti , peki bizlere söyleyecek başka şeyleri varmıydı.Bu kadar acıya batırılmış insanı alıp götürcek cürrette olan sözleri dahada bulabilecekmiydi bu genç arkadaş derken hayatımızın bir kenarına oturdu.Bu adamın sesini ne zaman duysan Yan Sen de "canımmmm" derken o meyi uzatırken verdiği duygu aklıma gelir.Sonradan farkettim bu durumu bütün şarkılarında yapıyor ve ona özgü bu biçimi beni her seferinde yeni bir acıya sürüklüyor.Şarkıları hep aynı parmaklardan çıkıyor olması ve bu şarkıların birbirne benzememesi kalitesini ortaya koyar nitelikte , çoğu şarkısını hatta hemen hemen hepsini kuzeni Serkan Söylemez yazıyor.Serkan lütfen soyadını dinle ve sadece yaz sen her yazdığında bu genç adam bizim kalbimizdeki duygu duvarına yeni bir kurşun atıyor.





Büyük İnsan onu bizim hayatımıza sokan şarkı olarak aklıma kazındı.




Yan Sen bu adamın kalıcı olduğun işaretiydi bana göre .



Biraz Ayrılık 2. albümün çıkış parçası harketli bir parçaya böle sözler inanılmaz.(Bir örneğide Yaşar - Kumralım parçasıdır)





Rüya adamın kliplerininde şarkılar kadar iyi olmasını anlattı bize Yonca Karadağ gibi sağlam bir back vokalle tanıştırdı bizi.




Bir Öykü adı gibi bir klibi var sanki bir kısa film izlermiş gibi izliyorsunuz şarkı olayları anlatıyor zaten.





Yazımı bitiriken deyinmediğim anlık efkar yapabilicek çok şarkısı var.Bu adamı ölmeden mutlaka canlı dinleyin ulaşılmaz yerlerde değil inanın bu şarkıları bir başkası olan Yalın gibi Amerikada ,İngilterede takılıp ben starım yabancı albüm yapcam diye gezerdi.

Vira Bismillah "HAVALI APOLLO"

Magirusları üretimini yapan Ünver Ticaret yurt dışına açılıyor ilk etapta Dominik Cumhuriyeti Santa Domingo şehrinde kullanılmak üzere 50 adet otobüs ihraç ediyor resimler ilk parti gitmeden önce.1975



,
HAVALI APOLLO


Vira Bismillah derken ilk yazıma bloğunda adını oluşturan Havalı Apollodan başlamak istedim.Magirus Deutz Apollo halk deyimiyle Havalı Apollo , yıl 1963 Türkiye' de sanayileşmenin yeni başladığı yıllar.Otokar İstanbul Bahçelievler'deki fabrikasında Türkiyenin ilk şehirlerarası otobüsünü Magirus Deutz lisansıyla üretmeye başladı.1968 yılında Otokar dönemin en konforlu ve Avrupanın ilk küçük otobüsü olan Apolloyu üretmeye başladı.

Apollonun üzerinde bulunan hava soğutmalı Deutz marka motordan "Havalı" lakabını alarak halk arasında Havalı Apollo olarak anılmaya başladı.O dönemlerde kamyondan bozma otobüslerle yapılan şehirlerarası taşımacılık Apolla ile birlikte çağ atladı.Apollo şehirlerarası taşımacılıkta tam bir efsane olmuştuki Apollo yu mağlup eden başka bir efsane o302 ,1960 ların son çeyreğinde Mercedes tarafından Türkiyeye getirildi ve 1980 lere kadar piyasada evsane olarak kaldı.

Apollonun hava soğutmalı motor olması kalorifer sisteminin motordan bağımsız ayrı bir motorla çalışmasını gerektiriyordu. Genelde dizel benzinle çalışan bu kalorifer motorları hem çok fazla ısıtmıyor hemde 2. bir motor olarak çalıştığı için firmalara ekstra bir ısınma maliyeti getiriyor.Bu 0302 nin gelişiyle giderek gözden düşün Apollolar şimdilerde hurdalıklarda çürümeye terk edilmiş durumdalar.