HAVALI APOLLO
Şıngır mıngır sosyete
23 Nisan 2013 Salı
26 Kasım 2012 Pazartesi
ZAFER HAVALİMANI
Kütahya'da okuyan bir öğrenci olarak devletimin unuttuğu bu kentte yeni bir şeyler olduğu görmek gerçekten güzel.Ama bu yeni şeyin bu kente faydası olur mu olmaz mı orası tartışılır.
Uşak , Afyon bağlantılı Kütahya merkezli bir bölgesel havalimanı Zafer.Bölgesel olmasaymış sadece Kütahya'nın havalimanı olsaymış , yaratıcı Kütahyalı yöneticilerim adını kesin Çini Havalimanı koyarlardı.:)
Neyse konunun özüne gelirsek km bakımından 3 şehrin tam ortasına yapılmış ama kışın o yollarda ne kadar ulaşılabilir orası ayrı mesele.Yap işlet modeliyle yapan firmanın emrine 27 yıllığına tahsis edilmiş Türkiye'nin pist büyüklüğü bakımın 4. en büyük havalimanı burası.Nadir görülen şekilde 18 ayda bitmesi planlanan proje 12 ayda bitirildi inşaatı ve işletmesini gerçekleştiren İÇ Holding'in Türkiye şartları göz önüne koyulduğunda başardığı güzel bir iş.
İÇ Holding geçtiğimiz yıl içerisinde yine yap işlet devrek modeliyle aldığı Antalya Havalimanı işini de taahhüdünden önce bitirdi ve biran önce kar amacı güddü.Benim aklıma takılan soru ise işletme açısından para basacak bir Antalya Havalimanından sonra neden kısır bölge Zafer Havalimanının alınması.Uşakta mevcut olan havalimanı zaten yıllık 10-15 bin yolcu taşıma kapasitesini zor görürken neden bu kadar kapalı kutu bir işe girdiler açıkçası pek anlamış değilim.Açıldığı hafta bile promosyonlu olarak haftada sadece 3 sefer konulması beklentinin ne kadar az olduğunu gösterirken 27 yıllığına gelişime çok açık olmayan bu bölgeye para neden gömülür?Kaplıca turizmi desem Türkiye de kaplıca turizmi hiç o kadar cazip olmadı taşımacılık desem Kütahya ' dan taşınabilecek tek değerli madde bor onuda trenle yada karayoluyla taşırsın ne gerek var o kadar masrafa.Geriye tek alternatif kalıyor öğrenci ve asker. Askerin izninin belirli aralıklarla olduğunu düşünürsek öğrencininde incelenirse büyük çoğunluğunun yakın kentler Eskişehir , Bursa hattından geldiğini kalanın İstanbul , Ankara kalan çok küçük bir kısmın doğudan geldiğini hesap edersek uçak kullanmaya sadece doğudan gelen küçük kısım ihtiyaç duyacak anlamına gelir.Ama açıldığı hafta bile sadece İstanbul' a giden 3 sefer varken ne kadar iyi bir iş olduğu tartışılır. Açıkçası kişisel düşüncem paranın yanlış yere gömüldüğüdür tek sevindiğim nokta devletimin cebinden para çıkmadan bu işin yapılmış olmasıdır.İbrahim Çeçenin parasıyla yapılan bu tesis kişisel kanaatimce bir seneye yakın iflas bayrağını çekecektir.Bunun yerine Kütahya-Ankara arası çalışacak 8 tane yeni otobüs alması bir kişinin para basması için yeterlidir bu şehirde.:)
Uşak , Afyon bağlantılı Kütahya merkezli bir bölgesel havalimanı Zafer.Bölgesel olmasaymış sadece Kütahya'nın havalimanı olsaymış , yaratıcı Kütahyalı yöneticilerim adını kesin Çini Havalimanı koyarlardı.:)
Neyse konunun özüne gelirsek km bakımından 3 şehrin tam ortasına yapılmış ama kışın o yollarda ne kadar ulaşılabilir orası ayrı mesele.Yap işlet modeliyle yapan firmanın emrine 27 yıllığına tahsis edilmiş Türkiye'nin pist büyüklüğü bakımın 4. en büyük havalimanı burası.Nadir görülen şekilde 18 ayda bitmesi planlanan proje 12 ayda bitirildi inşaatı ve işletmesini gerçekleştiren İÇ Holding'in Türkiye şartları göz önüne koyulduğunda başardığı güzel bir iş.
İÇ Holding geçtiğimiz yıl içerisinde yine yap işlet devrek modeliyle aldığı Antalya Havalimanı işini de taahhüdünden önce bitirdi ve biran önce kar amacı güddü.Benim aklıma takılan soru ise işletme açısından para basacak bir Antalya Havalimanından sonra neden kısır bölge Zafer Havalimanının alınması.Uşakta mevcut olan havalimanı zaten yıllık 10-15 bin yolcu taşıma kapasitesini zor görürken neden bu kadar kapalı kutu bir işe girdiler açıkçası pek anlamış değilim.Açıldığı hafta bile promosyonlu olarak haftada sadece 3 sefer konulması beklentinin ne kadar az olduğunu gösterirken 27 yıllığına gelişime çok açık olmayan bu bölgeye para neden gömülür?Kaplıca turizmi desem Türkiye de kaplıca turizmi hiç o kadar cazip olmadı taşımacılık desem Kütahya ' dan taşınabilecek tek değerli madde bor onuda trenle yada karayoluyla taşırsın ne gerek var o kadar masrafa.Geriye tek alternatif kalıyor öğrenci ve asker. Askerin izninin belirli aralıklarla olduğunu düşünürsek öğrencininde incelenirse büyük çoğunluğunun yakın kentler Eskişehir , Bursa hattından geldiğini kalanın İstanbul , Ankara kalan çok küçük bir kısmın doğudan geldiğini hesap edersek uçak kullanmaya sadece doğudan gelen küçük kısım ihtiyaç duyacak anlamına gelir.Ama açıldığı hafta bile sadece İstanbul' a giden 3 sefer varken ne kadar iyi bir iş olduğu tartışılır. Açıkçası kişisel düşüncem paranın yanlış yere gömüldüğüdür tek sevindiğim nokta devletimin cebinden para çıkmadan bu işin yapılmış olmasıdır.İbrahim Çeçenin parasıyla yapılan bu tesis kişisel kanaatimce bir seneye yakın iflas bayrağını çekecektir.Bunun yerine Kütahya-Ankara arası çalışacak 8 tane yeni otobüs alması bir kişinin para basması için yeterlidir bu şehirde.:)
13 Eylül 2012 Perşembe
Araştırma:GÖKSEL
Bu yıl yapılan albümler içinde kuşkusuz en iyisi Göksel 'in albümü değişik havası var bu kadının yüzündeki masumluk albümlerine de yansıyor sanki , hani o eskiyi özlemimiz var ya , Göksel de Yeşilçamdan fırlamış gibi günümüz dünyasına yada hep ben de öleydi Gökseli görünce eski plaklar gelir aklıma hep tamam eski şarkılardan oluşan albüm yaptı ama Deniz Seki 'de öle olmadı sadece Gökselde öle oldu.Konuya gelecek olursam Göksel aslında hep zirvede kalan bir sanatçı başarısız albümü yok ama popüler değil.Göksel yaptığı her albümde kendini dinletti bana düşününce ama ortalıkta o kadar gözükmedi ki her patlayan şarkısında sanki öncesinde başarısızlık varmış hissi uyandırdı.Başarısız onca albüm onca sanatçı popülerken Göksel neden böyleydi diye düşünmüyor değilim içimden ama onu tarzı bu sadece müziğiyle anılmak istiyor.Bir arkadaşımın dediği bir laf vardı "bence bir sanatçı bir müzik aleti çalamıyorsa mutlaka şarkılarının sözlerini kendi yazmalıdır" Gökselde bunlardan biri kendi şarkılarını kendi yazıyor.O ilginç ruh dünyası bizi alıp götürüyor "bi seni konuşurum" en büyük örnek.Göksel , Sezen Aksu ve Sertab Erener' in vokalliğini yaparak başlamış müziğe zaten Sezenin eteğinin dibinden çıkan herkes ayrı bir başarı öyküsü ya hiç mi yanlış tercih olmaz be abla(bence bunun hakkında da bir yazı yazılır).Onno Tunç ile albüm hazırlığındayken Onno abimizin uçak kazası ölmesi sonucu (Allah rahmet eylesin) albüm çalışmaları gecikti.İlk abümünü 2 sene sonra 1997 yılında 18 yaşından bu yana yazdığı sözlerden oluşan Yollar ismiyle çıkardı.Bu albümde Yavuz Çetin (Allah rahmet eylesin) onunla çalıştı.Sabır şarkısı bu albümün hitlerinden Yavuz Çetin bu şarkıda Talkbox denen aleti Türkiye de ilk defa kullanan santçı olarak tarihe geçer.
Talkbox
genelde elektrik gitar çalarken kullanılan bir efekt aleti. Gitarın amfisinden gelen ses bir hortum aracılığıyla gitarı çalanın ağzına ulaştırılır. Gitarist, içinden ses gelen hortumun bir kısmını ağzına alır. Gitarın sesi gitaristin ağzının içinde insan sesine benzer bir karakter kazanır. Gitarist ağzını oynattıkça gitar da konuşuyor gibi olur. Bu ses, gitaristin önüne konulan bir mikrofonla amplifiye edilir.Sabır şarkısının nakarat kısmında gitardan gelen hoş "sabıııır " sesi bu aletinin kullanılmasından ötürüdür.Göksel müzik kariyerine gerçekten iyi isimlerle başlamış ve devam ediyor 2002 senesinde aranjör Alper Erdinç ile 5 yıl sürecek bir evliliğe adım atmıştır.1997 ile 2012 yılları arasında 7 tane albüm çıkarmış bunlardan biri nostalji albüm diğer albümlerinde istisnalar hariç hep kendi sözlerini kullanmış.Bu büyük bir başarı 5 yıl süren evliliğinde kocasıyla beraber 3 albüm yapmış.Son albümünü ise Ozan Çolakoğlu aranjmanın da çıkarmış Göksel.Hep işinde iyi olanlar insanlarla çalışması müziğe olan yeteneği samimiyeti Gökseli pop dünyamız için vazgeçilmez bir yıldız oldu.Seni seviyoruz Göksel :).
27 Şubat 2012 Pazartesi
Bologna Süreci
Şu sıralar üniversitelerimiz en revaçta konu başlığı , gündem maddesi şüphesiz "Bologna Süreci"dir.Peki üniversitelerimizin hızlı bir şekilde uyum sağlamaya çalıştığı olay ne biliyor muyuz?Bize artı yada eksi ne katacak ne alacak?Şimdi bunlara biraz çözüm arayacağız.
Öncelikle "Bologna Süreci" nin tanımından başlarsak daha sağlıklı olur sanırım."Bologna Süreci" Avrupadan Amerikaya olan beyin göçünü engellemek için Avrupa üniversitelerinde yapılan bir ortak reform başlangıcıdır.Amaç ülkelerin eğitim sistemlerini birbirlerine yaklaştırarak , ülkeler arası uyumu sağlamaktır.
Temel hedefleri şöyle sıralanmıştır;
1. kolay anlaşılır ve birbirleriyle karşılaştırılabilir yükseköğretim diploma ve/veya dereceleri oluşturmak (bu amaç doğrultusunda diploma eki uygulamasının geliştirilmesi),
2. yükseköğretimde lisans ve yüksek lisans olmak üzere iki aşamalı derece sistemine geçmek,
3. avrupa kredi transfer sistemini (european credit transfer system, ects) uygulamak,
4. öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin hareketliliğini sağlamak ve yaygınlaştırmak,
5. yükseköğretimde kalite güvencesi sistemleri ağını oluşturmak ve yaygınlaştırmak,
6. yükseköğretimde avrupa boyutunu geliştirmek,
7. yaşam boyu öğrenimin teşvik edilmesi,
8. öğrencilerin ve yükseköğretim kurumlarının sürece aktif katılımının sağlanması,
9. avrupa yükseköğretim alanı’nın cazip hale getirilmesi.
Bu olayın temel amacı Avrupada eğitimi tekrar gözde hale getirmektir.Peki bunu yaparken bize zararı ve yararı ne kadardır dersek işte sıkıntılar orada başlıyor.Aslında yukarıdan bakınca yararlı bir sistem bütün üniversiteler ECTS (Türkçesi AKTS merak et ve araştır bence) sistemine geçecek ve ülkemizde uygulanan Erasmus , Farabi ve DGS yapan öğrencilerinin genel anlamda karşılaştıkları kredi , ders içeriği gibi sorunları ortadan kaldırılıcak.Bir bilgi düşmek gerekirse bu konuya 2012 - 2013 eğitim öğretim yılında ülkemizde ki tüm üniversiteler bu sisteme geçecektir.Bu sistem öğrenci ve akademisyenler için bir çok yeni zorunluluk ve şart getiriyor.Öncelikle geçme notunun yükseltilmesi , bu notun yükselmesi daha kalifiye öğrencinin ama az öğrencinin mezun olmasına sebep olcak bana göre yararlı, çalışan geçsin abicim. Diğeri yaz okulu kalkacak büt gelecek dur bakalım derim , çift anadal yapan adama yazık değil mi yada bir GSF bir mühendislik öğrencisine kısmi olarak yapılırsa yararlı olabilir. İyi yanlarını söyleyecek olursak diplomalarımızın Avrupa da geçerliliği artacak , geçişlerde kolaylıklar olacak , öğrenci değişim programları harkulade işleyecek.
Bazı eleştirel yorumlara da bakacak olursak bu sistemin üniversiteleri tek tip yaptığı iddia ediliyor.İstenilen başarıya göre verilen eğitimin düşük olduğunu düşünürsek pekte mantıklı gelmiyor da değil ben birazcık konudan bahsettim ilginizi çekeceğini umuyorum...
Öncelikle "Bologna Süreci" nin tanımından başlarsak daha sağlıklı olur sanırım."Bologna Süreci" Avrupadan Amerikaya olan beyin göçünü engellemek için Avrupa üniversitelerinde yapılan bir ortak reform başlangıcıdır.Amaç ülkelerin eğitim sistemlerini birbirlerine yaklaştırarak , ülkeler arası uyumu sağlamaktır.
Temel hedefleri şöyle sıralanmıştır;
1. kolay anlaşılır ve birbirleriyle karşılaştırılabilir yükseköğretim diploma ve/veya dereceleri oluşturmak (bu amaç doğrultusunda diploma eki uygulamasının geliştirilmesi),
2. yükseköğretimde lisans ve yüksek lisans olmak üzere iki aşamalı derece sistemine geçmek,
3. avrupa kredi transfer sistemini (european credit transfer system, ects) uygulamak,
4. öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin hareketliliğini sağlamak ve yaygınlaştırmak,
5. yükseköğretimde kalite güvencesi sistemleri ağını oluşturmak ve yaygınlaştırmak,
6. yükseköğretimde avrupa boyutunu geliştirmek,
7. yaşam boyu öğrenimin teşvik edilmesi,
8. öğrencilerin ve yükseköğretim kurumlarının sürece aktif katılımının sağlanması,
9. avrupa yükseköğretim alanı’nın cazip hale getirilmesi.
Bu olayın temel amacı Avrupada eğitimi tekrar gözde hale getirmektir.Peki bunu yaparken bize zararı ve yararı ne kadardır dersek işte sıkıntılar orada başlıyor.Aslında yukarıdan bakınca yararlı bir sistem bütün üniversiteler ECTS (Türkçesi AKTS merak et ve araştır bence) sistemine geçecek ve ülkemizde uygulanan Erasmus , Farabi ve DGS yapan öğrencilerinin genel anlamda karşılaştıkları kredi , ders içeriği gibi sorunları ortadan kaldırılıcak.Bir bilgi düşmek gerekirse bu konuya 2012 - 2013 eğitim öğretim yılında ülkemizde ki tüm üniversiteler bu sisteme geçecektir.Bu sistem öğrenci ve akademisyenler için bir çok yeni zorunluluk ve şart getiriyor.Öncelikle geçme notunun yükseltilmesi , bu notun yükselmesi daha kalifiye öğrencinin ama az öğrencinin mezun olmasına sebep olcak bana göre yararlı, çalışan geçsin abicim. Diğeri yaz okulu kalkacak büt gelecek dur bakalım derim , çift anadal yapan adama yazık değil mi yada bir GSF bir mühendislik öğrencisine kısmi olarak yapılırsa yararlı olabilir. İyi yanlarını söyleyecek olursak diplomalarımızın Avrupa da geçerliliği artacak , geçişlerde kolaylıklar olacak , öğrenci değişim programları harkulade işleyecek.
Bazı eleştirel yorumlara da bakacak olursak bu sistemin üniversiteleri tek tip yaptığı iddia ediliyor.İstenilen başarıya göre verilen eğitimin düşük olduğunu düşünürsek pekte mantıklı gelmiyor da değil ben birazcık konudan bahsettim ilginizi çekeceğini umuyorum...
27 Ocak 2012 Cuma
İstanbula Şubat Ayından İtibaren 2 Sene Tren Yok (Köseköy - Gebze hattı kapanıyor)
TCDD'nin web sayfasındaki "Ülkemizin en büyük Yüksek Hızlı Tren hattı olan Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı'nın Eskişehir-İstanbul kesiminin yapımı devam etmektedir. Yeni yapılan Yüksek Hızlı Tren hattı bazı yerlerde mevcut demiryolu hattıyla kesişmekte; Köseköy-Gebze kesimi ise istimlâk zorlukları nedeniyle tamamen mevcut hat üzerine oturmaktadır. Hatta yapılan çalışmayla tren trafiğini aynı anda sürdürmek mümkün değildir" cümlesi ile başlayan yolculara yönelik duyurudaki söylemle birlik önümüzde ki Şubat ayından itibaren 2 yıl süreyle tren trafiğine kapanıyor.Bu süre çok uzun bir süre İstanbul gibi bir metropole 2 sene tren seferinin olmaması rezillikten başka bir açıklaması yoktur.Türkiyeye çağ atlatacağım derken 2 sene çağ dışı yaşamaya mahkum bırakılacaktır.Raylar aynı hat üzerinde olduğu için istimlak bedeli de pahalı olduğu için bu durumda yapmak zorunda kaldıklarını açıkladılar.Buna gülerler açıkçası yaptığımız uluslararası antlaşmalara göre demir yolu ulaşımı kesilemez bunu bilen bakanlık Köseköy - Derince hattında sadece yük trenlerinin tek taraflı çalışması ve Derinceden Tekirdağ'a bu trenlerin feribot ile taşınması kararını almış bu çok dahamı ucuz olucak sormak istiyorum.Hem TCDD bir KİT tir kar amacı güdmesi beklenemez o yüzden çok saçma sebepler.Mühendislik bakımından bakarsak artık her yerde tek hat üzerinden yapılabiliniyor bu çalışmalar.
Aşağıdaki Hat Kapanmadan Tünel Onarımının Güzel Bir Örneği Mevcut:
Cuma Akşamından Pazartesi Sabahına Kadar Çift Hat Komple Köprü Yenileme Videosu:
Cuma Akşamından Pazartesi Sabahına Demiryolu Alt Geçit Yapma Videosu:
Üretilen bu projenin ne kadar yanlış olduğunu ne kadar düşüncesiz olduğunu anlatmak gerçekten basit.Avrupa da bir metropol düşünün 20 milyon nüfusu olsun transit geçiş noktası üzerinde olsun ve 2012 yılında 2 sene tren çalışmasın gerçekten bir yabancıya söyleseniz size kıçıyla güler.Ama gerçek maalesef işin ilginç tarafı yapılacak olan YHT yolu eski yolun bulunduğu bölgeye inşaat edileceği için virajlar ve dönüşler değişmeyecek bu hat Köseköy - Haydarpaşa hattı arasında nomalde 160 km ile gitmesi gereken tren 100 - 120 km arası seyir edecektir buda yanlışların devam kısmıdır.
Bu hat üzerinde günde 5000 kişinin ortalama işine okuluna gittiğini ve buna anadoluya giden trenleri katarsak günde 10000 kişinin bu yol üzerinde seyhat ettiğini düşünürsek elimizi vicdanına koyup düşünmek lazım bu insanlara karayolundan çözüm sağlanacak deniyor.Karayolundan sağlanacak çözüm tren kadar uygun fiyatlı yada tren kadar hızlı olacakmıdır zaten normal şartlarda mevcut trafiği kaldırmayan yollar bu yeni akını nasıl taşıyacaktır ben okudum baktım düşüncelerimi yazdım olay dümdüz ovalara ray koyup boş gidip gelen YHT trenlerini işletmek değil kimseleri mağdur etmeden bu işleri nihayetine kavuşturmaktır kanısındayım.Saygılar.
Kaynak için:http://kentvedemiryolu.com Ömer Tolga SÜMERLİ
Aşağıdaki Hat Kapanmadan Tünel Onarımının Güzel Bir Örneği Mevcut:
Cuma Akşamından Pazartesi Sabahına Kadar Çift Hat Komple Köprü Yenileme Videosu:
Cuma Akşamından Pazartesi Sabahına Demiryolu Alt Geçit Yapma Videosu:
Üretilen bu projenin ne kadar yanlış olduğunu ne kadar düşüncesiz olduğunu anlatmak gerçekten basit.Avrupa da bir metropol düşünün 20 milyon nüfusu olsun transit geçiş noktası üzerinde olsun ve 2012 yılında 2 sene tren çalışmasın gerçekten bir yabancıya söyleseniz size kıçıyla güler.Ama gerçek maalesef işin ilginç tarafı yapılacak olan YHT yolu eski yolun bulunduğu bölgeye inşaat edileceği için virajlar ve dönüşler değişmeyecek bu hat Köseköy - Haydarpaşa hattı arasında nomalde 160 km ile gitmesi gereken tren 100 - 120 km arası seyir edecektir buda yanlışların devam kısmıdır.
Bu hat üzerinde günde 5000 kişinin ortalama işine okuluna gittiğini ve buna anadoluya giden trenleri katarsak günde 10000 kişinin bu yol üzerinde seyhat ettiğini düşünürsek elimizi vicdanına koyup düşünmek lazım bu insanlara karayolundan çözüm sağlanacak deniyor.Karayolundan sağlanacak çözüm tren kadar uygun fiyatlı yada tren kadar hızlı olacakmıdır zaten normal şartlarda mevcut trafiği kaldırmayan yollar bu yeni akını nasıl taşıyacaktır ben okudum baktım düşüncelerimi yazdım olay dümdüz ovalara ray koyup boş gidip gelen YHT trenlerini işletmek değil kimseleri mağdur etmeden bu işleri nihayetine kavuşturmaktır kanısındayım.Saygılar.
Kaynak için:http://kentvedemiryolu.com Ömer Tolga SÜMERLİ
18 Kasım 2011 Cuma
"Couch Surfing" Bir Kanepede Dünya Yolculuğu
Sizlere "Couch Surfing " denilen kimileri için yeni ufuklar açabilicek bir hadiseden bahsedeceğim.Kimileri daha önce biliyor olabilir , kimileri direk uygulamış olabilir , kimileride benim gibi lise yıllarında bilip imkansızlıktan yapamama ve yıllar sonra bir şekilde karşısına çıkması sonu karşılaşmış olabilir ben bilmeyen ve bilip de unutan arkadaşlar için tekrar yazmak istedim.Couch Surfing bir nevi bir dolaşım programı , ücretsiz konaklama diye tanımlayanlar olabilir , kültür köprüsü diyenler olabilir.
Bu site insanların ücretsiz olarak karşılıklı evlerini açtıkları , sitenin sayfasından tanışıp birbirlerini misafir ettikleri bir kültür programı , hiç tanımadığınız yabancı bir insanı kendi evinde ağırlamanın verdiği heyecan ve ilginçliği yaşamak inanın güzel bir duygu yada sizin daha önce hiç tanımadığınız birinin evinde dünyanın herhangi bir köşesinde bir kanepede uyanmanız gerçekten maceranında ötesinde bir şey olmalı Couch Surfing bunları size vaad ediyor.Sadece yurt dışı olarak da düşünmenizi istemem Türkiyenin her şehrinde üyeler bir odasını bir kanepesini size vererek hem yeni kültürler tanımanıza hemde yeni yerler görmenize vesile olabilir.Peki nasıl inanıyorsun nasıl gidiyorsun derseniz de cevabım hazır referans denen bir hadise var bu hadise bu olayın en garanti kısmı yani daha önce birbirlerini ağırlamış kişilerden referans alarak gidiyorsunuz ve sıkıntı yaşamıyorsunuz.Tek yapmanız gereken kendinize ait bir profil açarak kendinizden yaşadığınız yerden detaylı şekilde bahsetmek zamanla talepler gelecektir ve sizde bu talepleri değerlendirip evinize misafir alabililecek yada sizler başkalarına talep edebileceksiniz.Olayın birde olumsuz özelliği var biz Türküz bizim erkeklerin abazan modellerinin site içinde çokluğu bakımından bize birinin misafir gelmesi yada bizim gitmemizin evresi biraz daha uzun sürüyor.En nihayetinde bu sitedeki herkes birbirinden haberdar ve mimlenme olayı baş gösterebiliyor.Yeni başlıyacaklar için öncelikle birkaç kişiyi misafir edip olumlu referanslar aldıktan sonra başka bir yere misafir olma talepleri daha olumlu karşılanacaktır.Bide bazılarının yaptığı toplu olaylar oluyor Polonyoda bir kızın evini boyamasına yardım etmek için farklı ülkeden farklı insanlar toplanabiliyor.Aslında benim gibi futbol tutkunu kişiler için kaçınılmıcak fırsat nette bulacağın bir Real Madrid taraftarıyla El Clasicoyu yerinde izleyebilir aynı zamanda Madridi görmüş olabilirsiniz.Şimdi bence durmayın http://www.couchsurfing.org adresinden girip kendinize bir profil oluşturun belkide sizi hayallerinize götüren yol bilmediğin bir ülkede tanımadığın bir kişinin kanepesindedir.
26 Ekim 2011 Çarşamba
Deprem ve Van
Gerçekten bu son ay çok fazla acı çektik. Bizim oturduğumuz yerde gönlümüz sızlarken doğuda yaşayanlar , çocukları doğuda askerlik yapanlar , doğulu olup gurbette olanlara Allah kolaylık versin.Her ne kadar terör olaylarını bu konu içinden ayrı tutmaya çalışsamda malum yaşanan olayların bir kısmı içine çekti.Farkındasınız dimi askerimiz doğuda ne kadar çok şeyle mücadele ediyor.Yılmıyor ayırt etmiyor.Biz burda oturduğumuz yerde ayırt ediyoruz.Kınıyoruz beddua ediyoruz.Kimse çıkıpta orda ölenler pkklı oh oldu demesin çünkü değiller.Hepsi birer yurttaş ve devletinden yardım bekliyor hani o trenlere taş atan çocuklara bugün Türk olduklarını anlatamazsak ne zaman anlatıcaz bugün orda yurttaşıma yardım etmem diye zaten Türkiyeyi gözünde bölmüştür ve en büyük bölücü odur bence.Türkiyenin her yerinden yardımlar toplanıyor herkes bişeler yapma peşinde Marmara depremini yaşayan herkes bilir içecek bir suyun bulunmadığı bir ortam oluveriyor dünya biranda.Şimdi size bir hikaye anlatacağım aynen kopyala yapıştır yapıyorum;
deprem olur olmaz van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "geçmiş olsun kardeşim, ben de gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. maddi manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme." yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:
"allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım."
"allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım."
İşte yurttaşlık kardeşlik bu olmalı 1000 yıllık dostluk bu olmalı öle Müge Anlı gibi çıkıp aklına ilk geleni söylemekle olmaz bu işler nitekim bu hayırsız deprem daha sonra hayırlara vesile olup bu terör denilen dış mihrakların fitilleyip içimizdeki kansızların uygulamaya çalıştığı belayı def eder ve güzel ülkemize tekrar huzur kavuşur.İnşallah.Birde gericiler var yine depremi değerlendirmek için ortaya çıktılar.Deprem Vanda eğitim gören üniversite öğrencilerinin fuhuş yapması yüzünden olmuşmuş diyerek sokaklarda insanları galeyane getirme teşeppüslerinde bunuyorlarmış.Bir aklı selimde çıkıp bir şey dememiş bu sözde din adına çalışıp dinin bütün kurallarını ezen kişilere.Namaz kılmak ,oruç tutmak , hacca gitmek , zekat vermek , kurban kesmek bunların İslamın 5 şartı fakat yasaklanan şeylerde var zina sen orda birine zina yaptı diyerek diğer yasak olan bir şeyi yapıyorsun iftira ve iftiranın tek affı iftira ettiğin kişilerin hakkını helal etmesi.Orda fuhuş yapıyor bunlar diyerek halkı galeyana getirdiktikden sonra ordaki öğrencilerin helalliğini nasıl alcaksın be arkadaş soruyorum orda okuyan masum öğrencilerin okumasını engelliyince cennetlik mi olucaksın sanıyorsun.Ey Allahım sen kimseyi akıldan mantıktan yoksun bırakma.Pek dağınık bir yazı oldu bir anlık istek ile gönlümden geçenleri yazıya döktüm umarım beni anlarsınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)